Mali thlil ve İstihbarat haber Bülteni 19/8/2009
GERİ
MALİ TAHLİL VE İSTİHBARAT
ALMANYA'NIN ZEW DATASI MORAL VERDİ
ABD’nin perakende sektöründen gelen olumlu haberler global borsalarda iyimser bir hava yaşanmasına neden oldu. Buna bağlı olarak borsalarda %1 civarında primler kaydedildi. Borsalarda bugün ise kritik bir veri olmaması nedeniyle teknik hareketler gözlenebilir. Gün içinde Euro Bölgesi inşaat üretimi ve cari denge rakamı ile İngiltere’nin toplantı tutanakları çok kritik gelişmeler olmasa da piyasalarca dikkatte alınabilir. Ancak endekslerde genel olarak teknik hareketlerin etkili olmasını bekliyoruz. Paritede de yine teknik hareketlerin etkili olduğu gözlenebilir.

Borsada hedge fonları likidite operasyonu devam ederken volatilitenin yüksek olduğunu gözlemliyoruz. Dün de 45000’e kadar yaşanan çıkış sonrasında yapan IMKB’de sonrasında satışlar etkili oldu. Teknik ve temel görünümden uzak, hedge fonların likidite durumuna göre yön belirleyen IMKB’de bugün T.C. Merkez Bankası’nın yarım puan faiz indirmesi ve arkasından faiz indirimlerine devam edeceğini açıklaması ile alıcılı bir seyir gözlenebilir. Ancak özellikle dolarda 1,7’lerden 1,5’un altına inme sürecinde aktif konumda olan Merrill Lynch üzerinden işlem yapan fonların alıma yönelmeleri IMKB’de önümüzdeki dönemde satışa geçileceğinin işareti olabilir. Bugün için 45000’de direncin bulunduğu borsada destek seviyesi olarak 43800 izlenebilir.

T.C. Merkez Bankası’nın yarım puan faiz indirmesi ve arkasından faiz indirimlerine devam edeceğini açıklamasına karşın faizlerde temkinli seyir gözlenebilir.
USDTL – Merrill Etkisi Sürdü
Dün beklentilerimiz doğrultusunda yatırım bankası Merrill Lynch üzerinden işlem yapan fonların etkisi piyasada gözlendi. 1,7’lerden 1,5’un altına inme sürecinde aktif konumda olan Merrill Lynch üzerinden işlem yapan fonların alıma yönelmeleri nedeniyle kurun 1,5’u test ettiğini gözlemledik. Ancak kapanış ekside gerçekleşmiştir. Bununla birlikte T.C. Merkez Bankası’nın yarım puan faiz indirmesi ve arkasından faiz indirimlerine devam edeceğini açıklaması önümüzdeki dönemde dolar kurunda yukarı hareket olasılığını artırmıştır. Dolayısıyla dolar kurunda önümüzdeki günlerde yukarı hareket görülebilir. Dün ise 1,4910-1,5090 seviyeleri arasında hareket yaşanan piyasada TL dolar karşısında yaklaşık %0,78 oranında değer kazandı. Bugün ise, kritik bir veri olmaması nedeniyle teknik hareketler gözlenebilir. Gün içinde Euro Bölgesi inşaat üretimi ve cari denge rakamı ile İngiltere’nin toplantı tutanakları çok kritik gelişmeler olmasa da piyasalarca dikkatte alınabilir. Teknik olarak, günlük göstergelerinde al sinyalinin ve haftalık göstergelerinde bekle sinyallerinin devam ettiğini gözlemliyoruz. Göstergelerdeki sinyallerin birbirini desteklememesine bağlı olarak temkinli yaklaşılmalıdır. İşlem hacminin ise bir önceki güne göre düşük kaldığı ve dolar kurundaki satışları desteklemediğini gözlemliyoruz. Hem piyasaya katılımın düşük olması hem de sinyallerin alımları desteklememesine bağlı olarak temkinli hareketin korunması beklenmelidir. Kısa vadede ise yabancı yatırım bankalarının alıma yönelmeleri ve TCMB’nin indirimi ile gerileyen faizlere bağlı olarak dolar kurunda çıkış yaşanabilir. Bugün destek direnç seviyeleri yakından takip edilmeli ve pozisyona girilmeden önce bu noktalar dikkate alınmalıdır. Gün içinde ise 1,4810 ve 1,4720 seviyeleri destek noktası olarak belirirken olası yükselişlerde 1,5040 ve 1,5140 direnç seviyeleri yakından takip edilmelidir.
EURUSD – ZEW Euroya Güç Verdi
Almanya ZEW yatırımcı güven endeksinin ağustos ayında beklentilerin üzerinde toparlanması paritenin son iki haftanın en düşük seviyelerinden yükselişe geçmesinde etkili oldu. Nitekim, hisse senetleri piyasasındaki iyileşme de euroya güç verdi. Nitekim, gün içinde 1,4067-1,4156 seviyeleri arasında hareket yaşanan piyasada euro dolar karşısında yaklaşık %0,31 oranında değer kazandı. Bugün, Almanya temmuz ayı ÜFE, Euro Bölgesi haziran ayı cari işlemler dengesi ile inşaat üretimi verilerinin yanı sıra ABD ipotek kredisi başvuruları piyasada yakından takip edilecektir. Teknik olarak, günlük göstergelerinde sat, haftalık göstergelerinde ise bekle sinyallerinin devam ettiğini gözlemliyoruz. Göstergelerdeki sinyallerin birbirini desteklememesine bağlı olarak temkinli hareketin korunması beklenmelidir. İşlem hacminin ise günlük bazda bir önceki işlem gününe göre düşük kaldığı ve paritedeki alımları desteklemediğini gözlemliyoruz. Hem piyasaya katılımın düşük olması hem de sinyallerin alımları desteklememesine bağlı olarak olası hareketlere karşı temkinli seyrin korunması beklenmelidir. Kısa vadede ise işlem hacminin alımları desteklememesine bağlı olarak 1,4214 seviyesinden geçen 20’li hareketli ortalamasına yaklaşıldıkça kar satışlarının yaşanması beklenmelidir. Gün içinde destek direnç seviyeleri yakından takip edilmeli ve pozisyona girilmeden önce bu seviyeler dikkate alınmalıdır. Gün içinde ise 1,3970 ve 1,4055 seviyeleri destek noktası olarak belirirken olası yükselişlerde 1,4195 ve 1,4280 direnç seviyeleri yakından takip edilmelidir.
GBPUSD – Sterline Enflasyon Dopingi
İngiltere temmuz ayı enflasyon rakamının %1,8 ile beklentilerin üzerinde gerçekleşmesi piyasaya umut verdi. Özellikle, İngiltere Merkez Bankası’nın uyarıları ve izlediği politikaya bağlı olarak temkinli hareket eden yatırımcılar data sonrasında sterline talebi artırdı. Nitekim, gün içinde 1,6326-1,6587 seviyeleri arasında hareket gözlenen paritede sterlin dolar karşısında yaklaşık %1,33 oranında değer kazandı. Bugün, İngiltere Merkez Bankası’nın toplantı tutanakları ve CBI sanayi eğilim anketi verilerinin yanı sıra ABD ipotek kredisi başvuruları piyasada yakından takip edilecektir. Teknik olarak, günlük grafiklerinde bekle sinyallerinin oluştuğunu, haftalık göstergelerinde ise bekle sinyallerinin devam ettiğini gözlemliyoruz. Göstergelerdeki sinyallerin birbirini desteklemesine bağlı olarak piyasada temkinli seyrin korunması beklenmelidir. İşlem hacminin ise günlük bazda bir önceki güne göre düşük kaldığı ve alımları desteklemediğini gözlemledik. Hem piyasaya katılımın düşük olması hem de sinyallerin alımları desteklememesine bağlı olarak temkinli hareketin korunması beklenmelidir. Kısa vadede ise işlem hacminin alımları desteklememesine bağlı olarak 1,6585 seviyesinden geçen 20’li hareketli ortalaması aşılmadıkça kar satışlarının yaşanması beklenmelidir. Gün içinde destek direnç seviyeleri yakından takip edilmeli ve pozisyona girilmeden önce bu seviyeler dikkate alınmalıdır. Gün içinde ise 1,6325 ve 1,6455 seviyeleri destek noktaları olarak belirirken olası yükselişlerde 1,6660 ve 1,6790 seviyeleri direnç olarak belirmektedir.
USDJPY – Piyasada ZEW Yumuşaması
Diğer paritelerde resesyon endişelerinin Almanya’nın ZEW datası sonrasında yumuşaması ile yaşanan rahatlama paritede etkisini gösterdi. Nitekim dünün genelinde 94,35-95,30 seviyeleri arasında hareket yaşanan piyasada yen dolar karşısında yaklaşık %0,3 oranında değer kaybetti. Bugün ise, kritik bir veri olmaması nedeniyle teknik hareketler gözlenebilir. Gün içinde Euro Bölgesi inşaat üretimi ve cari denge rakamı ile İngiltere’nin toplantı tutanakları çok kritik gelişmeler olmasa da piyasalarca dikkatte alınabilir. Teknik olarak, günlük göstergelerde sat sinyalinin ve haftalık göstergelerinde bekle sinyallerinin devam ettiğini gözlemliyoruz. Göstergelerdeki sinyallerin birbirini desteklememesine bağlı olarak temkinli seyrin korunması beklenmelidir. İşlem hacminin ise günlük bazda bir önceki güne göre düşük olduğu ve paritedeki alımları desteklemediğini gözlemliyoruz. Piyasaya katılımın düşük olması ve sinyallerin satışları desteklememesine bağlı olarak temkinli hareket edilmelidir. Kısa vadede ise günlük işlem hacminin satışları desteklememesine bağlı olarak gerileme yaşanabilir. Bugün destek direnç seviyeleri yakından takip edilmeli ve pozisyona girilmeden önce bu noktalar dikkate alınmalıdır. Gün içinde ise 94,1 ve 93,4 seviyeleri destek noktası olarak belirirken olası yükselişlerde 95,35 ve 96,1 direnç seviyeleri yakından takip edilmelidir.
ALTIN – Alternatif Piyasalar Altına Güç Verdi
Petrol fiyatlarındaki yükselişin yanı sıra doların değer kaybetmesi altına güç verdi. Nitekim gün içinde 931,83-940,10 ons/dolar seviyeleri arasında hareket gözlenen piyasada altın fiyatları yaklaşık %0,44 oranında değer kazandı. Bugün, Almanya temmuz ayı ÜFE, Euro Bölgesi haziran ayı cari işlemler dengesi ile inşaat üretimi verilerinin yanı sıra ABD ipotek kredisi başvuruları piyasada yakından takip edilecektir. Teknik olarak, günlük ve haftalık göstergelerinde sat sinyallerinin devam ettiğini gözlemliyoruz. Göstergelerdeki sinyallerin birbirini desteklemesine bağlı olarak piyasada düşüş eğiliminin korunması beklenmelidir. İşlem hacminin ise günlük bazda bir önceki güne göre düşük kaldığı ve tepki alımlarını desteklemediğini gözlemledik. Hem piyasaya katılımın yükselişlerde zayıflaması hem de sinyallerin satışları desteklemesine bağlı olarak düşüş eğiliminin devam etmesi beklenmelidir. Kısa vadede ise işlem hacminin alımlarda zayıfladığını gözlemliyoruz. 950 ons/dolar psikolojik direnci kırılmadıkça düşüş eğiliminin devam etmesi beklenmelidir. Gün içinde destek direnç seviyeleri yakından takip edilmeli ve pozisyona girilmeden önce bu seviyeler dikkate alınmalıdır. Gün içinde ise 923,55 ve 931,15 ons/dolar seviyeleri destek noktaları olarak belirirken olası yükselişlerde 945 ve 952,60 ons/dolar direnç seviyeleri yakından takip edilmelidir.
PETROL – Petrolde ‘ZEW Gazı’
Almanya’nın ZEW datasının global ekonomiye ilişkin endişeleri azaltması petrolde yukarı hareketi beraberinde getirdi. 65$’dan gelen tepki alımlarının da etkisiyle petrolde sert bir çıkış yaşandı. Nitekim dünün genelinde 66,3$-69,35$ seviyeleri arasında hareket yaşanan piyasada petrol yaklaşık %3,49 oranında değer kazandı. Bugün ise, kritik bir veri olmaması nedeniyle teknik hareketler gözlenebilir. Gün içinde Euro Bölgesi inşaat üretimi ve cari denge rakamı ile İngiltere’nin toplantı tutanakları çok kritik gelişmeler olmasa da piyasalarca dikkatte alınabilir. Teknik olarak, günlük göstergelerde sat sinyalinin ve haftalık göstergelerinde bekle sinyallerinin devam ettiğini gözlemliyoruz. Göstergelerdeki sinyallerin birbirini desteklememesine bağlı olarak temkinli seyrin korunması beklenmelidir. İşlem hacminin ise günlük bazda bir önceki güne göre düşük olduğunu ve petroldeki alımları desteklemediğini gözlemliyoruz. Hem piyasaya katılımın düşük olması hem de sinyallerin alımları desteklememesine bağlı olarak temkinli hareket edilmelidir. Kısa vadede ise günlük işlem hacminin alımları desteklememesine bağlı olarak düzeltme görülebilir. Bugün destek direnç seviyeleri yakından takip edilmeli ve pozisyona girilmeden önce bu noktalar dikkate alınmalıdır. Gün içinde ise 67,84$ ve 66,37$ seviyeleri destek noktası olarak belirirken olası yükselişlerde 70,28$ ve 71,25$ direnç seviyeleri yakından takip edilmelidir.
FATİH YEĞENOĞLU 19.08.2009
 
Cihan Kamer’in 180 iş jeti sipariş vererek en önemli müşterisi olduğu Eclipse havacılık şirketinin yeni sahibi Alfred Mann oldu.
Türk iş adamları Ekim Alptekin ve Alphan Manas’ın kurmuş olduğu Eclipse Global LLC, son dakika müzakereler sonucu ihaleye girmeyerek Alfred Mann’a destek verdi.
Brightwell Holdings BV’nin sahibi Alphan Manas 2 bin 500 uçak siparişi alarak rekor kıran Eclipse şirketinin ihalesi için yeterli destek bulamadıklarına dikkat çekerek, “Bir uçağın ABD ve Avrupa uçuş izinlerini alması için yaklaşık 8-10 yıl ve 1 milyar dolarlık yatırım gerekiyor. Türkiye’den gelen desteğin şahsım ve Ekim Alptekin ile sınırlı kalması ve haliyle teknolojinin Türkiye’ye gelmesinin kesinleşmemesi üzücüdür” dedi.
Sevilen işadamı
Manas, “İflas etmiş bir şirketin tekrar pazara dönmesi ve kaybettiği imajı yakalaması için mutlaka arkasında güven veren yatırımcıların olması gerekiyor. Alfred Mann, Fortune 500 listesinde olan, iş hayatı tarafından çok yakından tanılan ve sevilen bir iş adamı. Onun ön planda olması şirketin tekrar hayata geçmesinde sıkıntıları ortadan kaldıracak” diye konuştu.
İş adamı Ekim Alptekin, “Hava ulaşımında devrim yaratacak bu uçağın 2007’de verdiği 180 uçaklık sipariş ile en büyük müşterisi Myjet’in bir Türk şirketi olması ve Amerika’da gerçekleşen bu ihalede Türk işadamlarının önemli rol oynaması Türkiye’nin havacılık konusunda yakaladığı konumun bir göstergesi. Ülkemizin bu uçağın üretim üssü olması için üzerimize düşeni yapacağız. Bu konuda Alfred Mann ile görüşmelerimiz devam ediyor” dedi.
Eclipse 6 koltuklu
HAFİF iş jeti kategorisindeki Eclipse 500 uçağı iki pilot ve dört yolcu taşıyabiliyor. Çift motorlu uçağın menzili ise 2 bin 371 kilometre. Yani İstanbul’dan kalkışla uçak batıda Frankfurt’a, doğuda ise Tahran’a kadar uçabiliyor.
HÜRRİYET 19/08/2009
ABD’li otomotiv devi General Motors (GM), bünyesindeki İsveçli marka Saab’ı satmak için Koenigsegg’le anlaştı.
GM ile niş spor otomobil üreticisi Koenigsegg arasında imzalanan anlaşmaya göre, Saab’ın yüzde 100 hissesi 2009 yılı sonunda el değiştirecek. Satış işleminin rakamsal büyüklüğüyle ilgili bir açıklama yapılmazken, GM’nin zarar eden ve borçlu durumdaki Saab’ın satışından gelir elde etmesi beklenmiyor. Koenigsegg, Saab’ın yeni sahibi olmak için İsveç hükümetinin garantörlüğünde Avrupa Yatırım Bankası’ndan (AYB) çıkacak 600 milyon dolarlık kredi
desteğini bekliyor.
413 milyon dolar lazım
Hisselerin tamamının alınması için gerekli paranın yüzde 70’ini finanse ettiklerini açıklayan Koenigsegg Yönetim Kurulu Başkanı Augi Fabela, geriye kalan yüzde 30’luk kısmı tamamlayabilmek için birkaç aya ihtiyaçları olduğunu söyledi. Daha önce Çinli üreticilerin de ilgilendiği Saab’ı kendi ülkesindeki üretici Koenigsegg’in almasını isteyen İsveç Hükümeti de AYB’den alınacak olan krediye garantör olacağını açıkladı. Haziran ayında imzalanan mutabakat zaptında, GM’nin Saab’ın borçlarına karşılık vereceği 400 milyon dolarlık desteğin yanısıra Koenigsegg’in AYB’den 600 milyon dolar daha kredi alacağı belirtilmişti. Ancak, Fabela, dün yaptığı açıklamada, AYB’nin vereceği kredinin haricinde 413.6 milyon dolara daha ihtiyaçları olduğunu da söyledi.
Önemli bir adım
GM Avrupa Başkanı Carl-Peter Forster ise anlaşma ile ilgili yaptığı açıklamada, imzalanan kontratın potansiyel anlaşma için oldukça önemli bir adım olduğunu vurgulayarak, önümüzdeki birkaç ay içinde de hızlı bir şekilde satışın gerçekleşmesini beklediklerini söyledi. Forster, üçüncü çeyreğin sonuna doğru satış işlemini tamamlamayı planladıklarını kaydetti.
Saab’ın borçlarından ötürü sıraya giren alacaklılardan kurtulmak isteyen GM, çareyi Saab’ı satmakta buldu. Sürekli zarar etmesi nedeniyle ‘Yeni GM’ bünyesinde yer verilmeyen Saab, Hummer, Pontiac ve Saturn’den sonra gözden çıkarılan dördüncü marka oldu. Saab’a ait fabrikaların ve tüm üretim ekipmanlarının da satışla birlikte Koenigsegg’e devredileceği belirtildi. GM, Saab’dan sonra Opel’in sattığı taktirde sadece Chevrolet, Cadillac, Buick ve GMC markaları ile yoluna devam edecek.
20 yıl boyunca hiç kâr etmedi
ENDÜSTRİYEL serüvenine 1937 uçak üreterek başlayan, 1947 yılında da otomotiv sektörüne adım atan Saab, 20 yıldır GM bünyesinde yer alıyor. 1989 yılında 600 milyon dolara Saab’ın yüzde 50’sini alan GM, bu tarihten sonraki 10 yılda da geriye kalan kısmı parçalar halinde aldı. Buna rağmen başarısız giden satışlar nedeniyle 1991 yılında Malmö fabrikası kapatıldı. Bugün 3 bin 400 işçi çalıştıran Saab’ın tüm modellerinin üretimi, İsveç’in Trollhattan kentinde bulunan fabrikada gerçekleştiriliyor. Geçtiğimiz yıl 98 bin adet otomobil satan Saab, 2006’da 133 bin araçla en iyi yılını geçirmişti. GM, ilk ortaklığın başladığı 1990 yılından bu yana, yaptığı Saab yatırımdan hiç
kâr edemedi.
HÜRRİYET 19/08/2009
Kuveyt Türk katılım bankası, yılın ilk yarısında net kârını geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 73,64 artırarak 83,1 milyon liraya yükseltti. 2009'un ilk yarısında banka, geçen yılın aynı dönemine kıyasla 4,8 milyar lira olan aktif toplamını da yüzde 28,11 artışla 6,2 milyar liraya, 3,9 milyar lira olan nakdi krediler toplamını ise yüzde 10,2 artışla 4,4 milyar TL'ye yükseltti.
Özkaynaklar ise 763 milyon liraya ulaştı.
ZAMAN 19/08/2009
Aksa'nın 2. etap santralı bugün açılıyor
Kazancı Holding'e bağlı Aksa Enerji AŞ'nin Antalya'da yaptırdığı Doğal Gaz Enerji Santralı'nın 2. Etabı yarın törenle hizmete açılacak. Aksa'dan yapılan yazılı açıklamaya göre, Aksa Enerji Üretim AŞ tarafından toplum kurulu gücü 1.150 megavat olarak gerçekleştirilecek Ali Metin Kazancı Doğal Gaz Enerji Santrali'nin 2'nci etap açılışı Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Taner Yıldız tarafından gerçekleştirilecek. Açıklamada, Türkiye'nin enerji ihtiyacının yaklaşık yüzde 5'lik kısmını tek başına karşılayabilecek kapasitede olan santralın, Antalya turizminin en önemli risklerinden olan enerji riskini tamamen ortadan kaldıracağı belirtildi. Açılışa, Rus Gazprom şirketi, Alman Siemens ve Commerzbank'ın üst düzey yöneticileri de katılacak.
YENİ ŞAFAK 19/08/2009
Yüksek Denetleme Kurulu'nun raporuna göre Ziraat Bankası'nda 14 milyon 171 bin TL açık ortaya çıktı
Ziraat Bankası’nın bilgisayar alt yapısının yenilenmesi sırasında14 milyon TL’si uçup gitmiş. 18 Ekim 2004 tarihinde bin 100 şubesinde birden yeni veri tabanına geçen  Ziraat Bankası’nın bu sırada sisteminde sorun yaşanmış ve sistem bir süre kilitlenmişti. İşte KİT Komisyonu’na sunulan ve alt komisyonda görüşülen son Başbakanlık Yüksek Denetleme Kurulu
(YDK) raporunda bu sırada 14 milyon 171 bin TL yani o dönemde paradan altı sıfır atılmadığı düşünüldüğünde 14 trilyon liranın ortadan kaybolduğunun altı çizildi. Raporda Kasım 2008 tarihi itibarıyla bankada bu konuya ilişkin henüz bir karar alınmadığı ve açığın kapatılmadığına işaret edilerek şu tespitlere
yer verildi:
 İnceleme  raporundamüfettişlerce yapılan, ‘Hesapta izah edilemeyen
farkın daha ziyade 2004yılı  içerisindeki işlemlerden  kaynaklandığı, ancak buyıl içerisindeki sistem ve  veri tabanı değişiklikleri nedeniyle hesaba ilişkin kayıtların tam ve sağlıklı olarak eşleştirme işlemine tabi tutulamadığı kanaati
hasıl olduğu’ değerlendirmesi yerinde görüldü.
HALEN KAPATMA YOK
 Şubeler cari hesaplarında 31 Aralık 2006 tarihi itibarıyla 14 milyon 171 bin TL bakiye vermesinin müfettiş tespitinde de yer verildiği gibi 2004 yılı içerisindeki işlemlerden kaynaklanmış olabileceği anlaşıldı.
 Sorunun sistem değişikliğine gidilirken ilk adım olarak bu konuda ciddi
fizibilite çalışması yapılmaması, öngörülmesi gereken sorunların önceden
görülmemesinden, 2004 yılından önceki sisteme benzer açık kayıt izleme ve
kapatma yapısı kurulmamasından ileri gelmiş olacağı kuvvetli  bir olasılık.
Özel komisyon ‘itibar kaybı var’ tespiti yaptı
O tarihlerde Ziraat Bankası’nın bilgi sistemlerinin merkezi yapıya geçirilmesi çin  yeni yazılımın Fintek AŞ bünyesinde geliştirilmesi gerektiği sonucuna varılmıştı. Bu kapsamda Fin@rt adı verilen bilgisayar yazılımı
uygulamaya başlandı. Fin@rt’ın bankada uygulamaya konulması neticesinde  Temmuz ve ekim 2004 aylarında bilgisayar sisteminin çalışamaz duruma gelmesi nedeniyle Bbankanın zarara uğradığı konusu önce banka teftiş
kurulunca sonra da 2 YKD başdenetçisi, 2 murakıp ve bir BDDK uzmanın yer aldığı komisyonca soruşturuldu.  Komisyonun hazırladığı 17 Ağustos 2006 tarihli raporda bankanın maddi olarak zarara uğradığına ilişkin bir bilgi ve
belge olmamasına karşın itibar yönünden zarara uğradığı tespiti yapılarak, “Ziraat Bankası gibi köklü bir geçmişe sahip olan ve ülke ekonomisi
için önemli fonksiyonlar yürüten bir bankanın itibar kaybına yol açabilecek bu tür sorunlarla karşılaşılması konusundaki risklerin asgariye indirilmesi bakımından yeni bir sistem geliştirme ihtiyacı duyulduğunda sistem geliştirme yaşam döngüsü çerçevesinde hareket edilerek ilk adım olarak fizibilite çalışması yapılması “ önerisinde bulunulmuştu.
AÇIK KAYITLAR, BANK2000’DEN DE OLABİLİRMİŞ!
 Finart sistemindeki bazı modüllerin, senet EFT gibi açık kayıt oluşturabileceği gibi Mart 2005 ortalarına kadar şubeler arası muhasebe işlemlerinin offline olarak gerçekleştirildiği tespit edildi.
 Finart sisteminin peyder pey uygulamaya geçmesi nedeniyle Bank2000 (TMSF’nin el koyduğu Demirbank’ın iştiraki) ve Finart şubeleriyle birlikte çalıştığı dönemde Bank2000 işlemlerinin mutabakat kontrolü yapmaksızın
kayda alınması nedenleriyle sistemin bu haliyle uygulamaya girmesinin açık kayıtların oluşmasına neden olduğu anlaşılmakta.
 Yapılan çalışmalar sona erdiğinde hesap bakiyenin tasfiye edilmemesi durumunda bankaya bu konuda hizmet veren iştiraki Fintek AŞ’nin 2004 yılı başından itibaren açık kayıtların tespitine yönelik yeniden ciddi bir çalışma
içerisine girerek, açık kayıtların tespit edilip bankaya teslim edilmesi gerekmekte. Bu çalışmaların zaman alabileceği dikkate alınarak söz konusu açık için karşılık ayrılması önerilir.
HABERTÜRK 19/08/2009
Vatan Bilgisayar Genel Müdürü Hasan Vatan, artık küçük mağazalar da açacaklarını belirterek, "Minimum 20 mağaza olmak üzere alışveriş merkezlerinde ne kadar mağaza bulursak açmayı planlıyoruz" dedi. Vatan, dün yaptığı açıklamada, teknoloji perakende pazarının yılın ilk aylarında daraldığını, Vatan Bilgisayar'ın satışlarının da yüzde 40'lar düzeyinde gerilediğini söyledi. Ocak ve şubat aylarında zarar ettikleri halde personel maaşlarını artırdıklarını ifade eden Vatan, "Genellikle patronlar, 'personel bir şey yapsın bizi kâra geçirsin ondan sonra maaşları artırırız' der. Biz tam tersini yaptık. 'Biz önce personelin maaşlarını artıralım arkasından kâr zaten kendiliğinden gelecek' dedik ilginç bir şekilde gerçekten arkasından kâr geldi" dedi.
Nisan ayından itibaren kâra geçtiklerini belirten Vatan, şu an kârlarının geçen yılın iyi aylarını geçtiğini, tekrar prim dağıtmaya başladıklarını, bundan sonra önlerinin daha açık olduğunu söyledi. Vatan Bilgisayar'ın 12 mağazaya ulaştığını bildiren Vatan, şunları kaydetti: "Artık küçük mağazalar açalım diyoruz. Minimum 20 mağaza olmak üzere alışveriş merkezlerinde ne kadar mağaza bulursak açmayı planlıyoruz. En azından kriz sayesinde AVM'lerde kiralar düşmüşken... Çünkü çoğu müşteri fiyat ucuz da olsa buraya kadar kalkıp gelmiyor. Yakındaki bir yerden daha pahalı fiyatla alım yapabiliyor. Onların ne kadar yakınında olursak o kadar satış şansımızın artacağını düşünüyoruz. Rakiplerimiz AVM'lerden çıkıp büyük mağazalara dönmeye çalışıyorlar, biz de tam tersi küçük mağazalarla AVM'lere girmeye çalışıyoruz. Piyasanın yaptığından daha farklı bir şeyler yapmaya çalışacağız."
 
İnternetle ilgili planımız var
Bunun yanı sıra kurumsal satışa da başlayacaklarını bildiren Vatan, şirketlere satış tarafına yoğunlaştıklarını anlattı. Şirketlerin zaten müşterileri olduğunu, ancak şu ana kadar onların gelip bir şey almalarını beklediklerine işaret eden Vatan, "Şimdi o şirketlerin bizde, onların işlerini takip edecek birer temsilcileri olacak" dedi.
Hasan Vatan, ayrıca şu ana kadar büyüklüğünü bildikleri, ancak önemseyemedikleri bir yer olan internetle ilgili de bir planları olduğunu belirterek, yeni bir yer tutacaklarını, depo olarak kullanacakları bu bina üzerinden internet satışlarını gerçekleştireceklerini anlattı.
Vatan Bilgisayar Genel Müdürü Hasan Vatan, artık küçük mağazalar da açacaklarını belirterek, "Minimum 20 mağaza olmak üzere alışveriş merkezlerinde ne...
REFERANS 19/08/2009
Doğu ve Güneydoğu sınırlarında yıllarca katırlar ve TIR'larla yapılan kaçak akarkayıt ticareti, bugünlerde son model hafif ticari araçlarla yapılıyor. Irak'a geçen lüks araçlar, 250 litrelik benzinle geri dönüyor.
 
Yıllarca Irak sınırında katırlar ve TIR'larla yapılan kaçak akaryakıt ticareti, modernleşti. Kısa bir süre öncesine sırtlarında bidonlar bağlanmış katır ve TIR kuyruklarının yerini modern hafif ticari araçlar aldı. Sınır ticaretinde mayıs ayından itibaren yapılan düzenlemelerle kamyon ve TIR'lara yönelik denetimlerin arttırılması üzerine önü kesilen kaçak akaryakıt ticareti yeni bir yol buldu. Devreye Kuzey Irak'ta para transferi olmadığı için tahsilata giden araçlar girdi...
Haftada iki kere sınır ticaretinin ödemesini almak için Valilik izni ile Irak'a geçen hafif ticari araçlar boş dönmüyor. Normalde 90 litre yakıt deposu bulunan araçlar bagajlara eklenen ek depolarla 250 litre yakıtla geri dönüyor. Bölgeden konuştuğumuz bayiiler hafif ticari araçların kapış kapış gittiğini açıklıyor.
Bölgeden ismini açıklamak istemeyen bir yetkili kaçak akaryakıt ticaretinde araçların devreye girmesinin yasal dayanağının sınır ticaretinden doğan döviz alacaklarının taşınması olarak açıklıyor. Yetkili, "Sınır ticareti ya da ihracat yapanlar, Kuzey Irak'ta para transferleri sistemi olmadığından, dövizi nakit olarak tahsil edip getiriyorlar. Döviz tahsilat araçları izni önce Dış Ticaret Müsteşarlığı tarafından veriliyordu. Ancak bürokratik işlemler nedeniyle bu izinleri verme yetkisi bölgedeki valiliklere aktarıldı. Şimdi Valilikler her araç için haftada iki kez 'günübirlik geçiş' izni veriyor. İşler hızlanınca bu iş için modern hafif ticari araçlar kullanılmaya başlandı" açıklamasını yaptı.
 
Yeni düzenleme yeni trend yarattı
Kaçak akaryakıtta hafif ticari araçlar ile başlayan yeni trendin başlangıcı geçtiğimiz Mayıs ayında sınır ticaretinde yapılan yeni düzenlemeler oldu. Sınır ticareti için özel bürokratik işlemlerin yanında, normal bir ihracatın da tüm bürokratik işlemlerinin yerine getirilmesi isteniyor. Ayrıca yeni düzenlemede önceden otomobil, minibüs ve van gibi araçlarla da yapılan sınır ticaretinin sadece kamyon ve TIR'larla yapılması kuralı getirildi. Öte yandan yeni düzenlemede daha önce döviz tahsilat araçlarına Dış Ticaret Müsteşarlığı tarafından verilen izinler de Valiliklere bağlandı. Valilikler bu araçlara haftada iki kere geçiş izni vermeye başladı. Bu durum kaçak akaryakıt ticaretini yeni bir kulvara taşımış oldu.
Araçlar, Zaho yakınlarındaki istasyonlardan aldıkları motorin ve normal benzinin litresine 500 dinar (65 kuruş) ödüyorlar ve Türkiye'de tenekesi (17 litre) 35 liradan satıyorlar. Türkiye Akaryakıt Bayileri Petrol ve Gaz Şirketleri İşveren Sendikası Başkanı Atıf Ketenci, "Maalesef bu olay bütün hudut kapılarında var. Bu sayede de ülke ekonomisi kan kaybediyor" dedi. Ketenci, akaryakıt üzerndeki ağır vergilerin indirilmesinin doğu ve diğer sınır kapılarındaki kaçak akaryakıt problemini ortadan kaldıracağını söyledi.
 
Depo 500-700 TL'ye büyütülüyor
Adıyaman'dan görüştüğümüz bir bayii ise şu açıklamayı yaptı: "Bu işlemi özel yapanlar var. Duyduğumuz kadarıyla benzin deposunu 250 litreye kadar çıkartıyorlarmış. Bu araçların sınırdan giriş çıkışı da rahat, araba fazla yakıta elverişli. Doğu bölgelerinde çok satış yapılıyor. Sınırın vazgeçilmez araçları olduğunu duyuyoruz."
Bir başka bayii ise depo büyütme işinin 500 ile 700 TL civarında bir maliyeti olduğunu anlatıyor. Depo büyüdükçe maliyet de artıyor. Satın alma safhasında bu konunun gündeme geldiğini de belirten bayii, "Genelde bize konuyla ilgili soru soruyorlar ancak biz bu konuda yasal uyarılarla müşterilerimizi uyarıyoruz" diye konuştu.
Cizre Sanayi Odası Genel Sekreteri Mehmet Yalçın Boyacı ise bu araçların günübirlik sınır ticareti kapsamında Irak'a giriş çıkış ve ticaret yaptıklarını söyledi. Boyacı, "Burada çalışan ihracatçının yüzde 90'ının öbür tarafta da işleri var. Sanayi yok, tek fabrikamız Habur. Ancak bu araçların depolarının büyütüldüğüne inanmıyorum. Güvenlik güçlerimiz göz açtırmıyor" açıklamasını yaptı.
 
 
Küçük esnafa sınır ticareti için olanak sağlanmalı
 
Şırnak Ticaret ve Sanayi Odası Meclis Üyesi Kıyas Kaynar
Sınır ticareti işlemleri için her hafta ilgili vali ve defterdar yardımcıları, tarım il müdürlüğü temsilcisi ile ticaret ve sanayi odasının temsilcileri bir araya gelip sınır ticareti belgelerini düzenliyor; belgeler üç aylığına veriliyor. İlgili yönetmeliklerin yürürlüğe girmesinden sonra "sınır ticareti" neredeyse fiilen ortadan kalktı; çünkü, sınır ticaretine özel bürokratik işlemlerin yanında, normal bir ihracatın da tüm bürokratik işlemlerinin yerine getirilmesi isteniyor. Bu çok küçük meblağlar tutan bir küçük ticaret işlemi için çok ağır bir yük; hem zaman hem de para olarak. Ayrıca, önceden esnaf götüreceği mala göre bir otomobil, bir minibüs ile götürüyordu. Artık mutlaka kamyon isteniyor; bu da maliyetleri çok yükseltiyor. Bu nedenle sınır ticareti yapan yüzlerce küçük esnaf bu işi bıraktı. Bizim isteğimiz, düzenlemenin yeniden ele alınıp, küçük esnafın da sınır ticareti yapabilmesine olanak sağlayacak şekilde değiştirilmesidir
 
Akaryakıta düzenlemede yer yok
Mayıs ayında yürürlüğe giren sınır illerin ilgili komşu ülkelerle yapılacağı sınır ticaretine ilişkin usul ve esasları belirleyen kararnamede akaryakıtla ilgili bir hüküm bulunmuyor. Kararname ile sınır illerindeki esnaf ve tüccara, komşu ülke ile doğrudan ticaret yetkisi verildi. Ayrıca, sanayi ürünlerinde olduğu gibi sınır ticareti kapsamında tarım ürünleri ithalatında da gümrük vergilerinin kaldırılması, ithalatta formalitelerin azaltılması öngörüldü.İthalatta miktar limiti yanında alternatif olarak 100 milyon dolar ülke limiti getirilirken, ihracatta sınır bulunmuyor. Yeni mevzuatta sınır ticaretindeki en önemli sorunlardan biri haline gelen akaryakıtla ilgili bir maddenin olması eleştirilere neden olmuştu.
REFERANS 19/08/2009
Maliye, bu sefer varlık barışında daha çok paranın bildirilmesi için çeşitli yollar deniyor. Önce tek sayfalık Türkçe-İngilizce broşür çıkartan Maliye, şimdi de daha detaylı, içinde örneklerin de yer aldığı "teknik sorulara cevap niteliğinde" bir broşür hazırladı. Ücretsiz olarak isteyenlere verilecek olan broşürde parasını hem yurtiçinden hem de yurtdışından getirenlerin ne tür yollar izleyeceği anlatılıyor.
Yurtdışından getirilecek altın, dövizlerin bankalara bildirilebileceğinin belirtildiği broşürde, taşınmazlar için de nasıl bir yol izleneceği anlatıldı. Altın ve dövizde sadece banka-aracı kuruma bildirim yeterli olurken taşınmazda bunun yurtdışında olduğunu gösteren belgenin ibraz edilmesi gerekecek. Yurtiçinden yapılacak bildirimler ise ancak vergi dairesine olacak. Gelir ve Kurumlar Vergisi'ni elektronik beyanname ile yapanlar varlık barışı ile ilgili beyanlarını da elektronik beyanname ile yapacaklar.
 
Taşınmazlar için belge
Banka, aracı kurum ya da vergi dairelerine verilmesi planlanan broşürde, para, döviz, altın, menkul kıymet ve varlığı kanaat verici bir belgeyle ispat edilen taşınmazların kapsama girdiği belirtildi. Taşınmazlar ise "arazi, tapu siciline ayrı sayfaya kaydedilen bağımsız ve sürekli haklar, kat mülkiyeti kütüğüne kayıtlı bağımsız bölümler" olarak sıralandı. Banka veya aracı kuruma başvurmak isteyenler belirlenen formlarla bildirim yapabilecekler. Ancak banka veya aracı kuruma bildirim yapılması halinde ayrıca vergi dairelerine bildirim yapılmayacak. Başvuru esnasında banka veya aracı kurumlar tarafından herhangi bir belge istenmeyecek, sadece taşınmazlarla ilgili olarak belge ibraz edilecek. Yurtdışından vergi dairelerine başvuru yapmak isteyenler için Ankara'da Başkent, İstanbul'da Beyoğlu, İzmir'de de Konak Vergi Dairesi Müdürlüğü yetkili kılındı.
Kanundan yararlanmak isteyenler bildirim yaptıktan sonra tarhiyatı yapılan yüzde 2'lik vergiyi izleyen ayın sonuna kadar ödeyecekler. Bildirdikleri varlıkları ise beyan tarihinden itibaren bir ay içinde açtıkları hesaplara transfer etmeleri gerekiyor. Türkiye'de varlık barışından yararlanmak isteyenler ise sahip oldukları varlıkları sadece vergi dairelerine bildirebilecekler. Vergi dairelerine beyan edilen varlıklar üzerinden yüzde 5 vergi ödenecek. Yine vergi yurtdışı varlıkların getirilmesinde olduğu gibi izleyen ayın sonuna kadar ödenecek.
Maliye, bu sefer varlık barışında daha çok paranın bildirilmesi için çeşitli yollar deniyor. Önce tek sayfalık Türkçe-İngilizce broşür çıkartan Maliye...
REFERANS 19/08/2009
Krizde kâr etmek zordur. Kârları kriz öncesi döneme göre artırmak ise çok daha zordur. Böyle de olması gerekir çünkü krizlerde işsini kaybedenlerin sayısı artar, işini korumayı başaranların ise gelirleri azalır. Sonuç olarak tüketim eğilimi zayıflar, mal ve hizmetlere olan talepteki zayıflama tüm sektörleri vurur. İstanbul Menkul Kıymetler Bor'sası'na (İMKB) gelen bilançolara bakıldığında bu durum görülebiliyor ama bankacılık sektörü bu tabloya pek uymuyor. Bu yılın ilk iki çeyreğinde banka kârlarına bakarsanız krizi göremezsiniz. Krizi ancak banka bilançolarının detaylarında görebilirsiniz. Sadece kârlara bakarak analiz yapmak yanıltıcı olur. Bankalar hangi riskleri üstlenerek bu kârlara ulaşmışlar ona bakmak gerekir.
 
Güçlü özkaynak yapısı
Türkiye'deki toplam banka sayısı bundan dokuz yıl önce çok daha fazlaydı. Bu bankaların bir çoğu 2001 krizinde döküldü, ya da ayakta kalabilmek için birleşmek zorunda kaldı. Yani sistem ciddi bir arınmadan geçti, güçlüler biraz daha "güçlendirilerek" yola devam ettirildi. 2008 krizine girerken ise 2001'den farklı olarak güçlü bir özkaynak yapısı vardı. Bu özkaynağın yüzde 70 gibi önemli bir bölümü bir yere bağlı olmayan serbest özkaynaktı. Hiçbirşey yapmayıp, bu özkaynakları yüzde 15 ile hazine bonosu ve devlet tahvilinde değerlendirseniz bile neredeyse parlak bilanço kârlarına ulaşmak mümkündü. Ama bankalar bununla yetinmeyip bu süreçte ciddi bir maliyet kontrolüne de yöneldiler.
Böylesi bir özkaynak avantajının yanı sıra konjonktür de bankaların kârlarını artırmasına izin verecek şekilde seyretti.
 
Faizde hızlı düşüş
Bankalar kredi verirken daha eli sıkı ve daha seçici davrandılar. Ama şirketlerin de kredi talebi azaldı. Çünkü yatırım iştahları kalmadı. Kredilerdeki bu zayıflama nedeniyle bankaların faiz gelirleri düştü ancak faiz giderleri çok daha hızlı düştü. Çünkü faizler hiçkimsenin öngöremediği kadar hızla aşağı çekildi. 2008 ikinci yarısında Merkez Bankası faiz indirimine başladığında en radikal tahmin bile Merkez Bankası gecelik faizinin haziran ayında yüzde 12-13 dolayına ineceğini öngörüyordu. Oysa böyle olmadı, Merkez Bankası dokuz ayda dokuz puanlık indirim ile yüzde 8 dolayına çekti. Krizin o en sıcak günlerinde yüzde 25 dolayında olan hazine bonosu ikincil piyasa faizleri tek haneye indi. Sonuçta portföylerinde bu kağıtları taşıyan ya da belirsizliğin yüksek olduğu dönemlerde devlet iç borçlanma senedi alan bankalar iyi kârlar yazdılar. Kısacası o belirsizlik ortamında ciddi faiz riski yüklendiler ama getirileri de yüksek oldu.
 
Kredileri büyütmek şart
Faiz indiriminde sona yaklaşılıyor. Çok muhtemeldir ki, faizler biraz daha inecek ama sonra artmasa bile uzun bir süre yatay gidebilir. Dolayısıyla bundan sonraki dönemlerde bankaların 2009'un ilk yarısında olduğu gibi yüksek kâr artışları sağlamaları çok zor olabilir. Faiz indirimlerinin açtığı kapının kapandığı bir ortamda kredileri büyütmeden mevcut kârlılığı sürdürmek mümkün değil. Üstelik kriz nedeniyle personel sayısının ve ücretlerinin baskı altında tutulabildiği ve giderlerin daha rahat kontrol edilebildiği bir dönem de sona eriyor. Bundan sonrası için bankaların kârlılık motoru krediler olabilir. Şu andaki gibi parlak bir kârlılık performansı sürdürülecekse kredi tarafında ilerleme olmalı. Ama çok yakın bir gelecekte kredi talebinde çok belirgin bir canlanma olmasını beklemenin aşırı iyimserlik olduğunu da bilelim. Dolayısıyla en makul beklenti Türk bankacılık sektörünün üçüncü ve dördüncü çeyrek kârlılıklarının ilk iki çeyreğin altında kalmasını beklemek gibi görünüyor.
Krizde kâr etmek zordur. Kârları kriz öncesi döneme göre artırmak ise çok daha zordur. Böyle de olması gerekir çünkü krizlerde işsini kayb...
REFERANS 19/08/2009
Mart ayında yönetim kurulu başkanlığını kardeşi İdil Yiğitbaşı'na devreden Feyhan Yaşar'ın önceki gün sürpriz bir şekilde şirketlerdeki hisselerini satışa çıkarmasına Yaşar Grubu sessiz kaldı. Grubun üst düzey yöneticileri konuyla ilgili hiç bir açıklama yapmazken Yaşar Holding'den basına resmi bir açıklama yapılmayacağı bilgisi verildi. Feyhan Yaşar, önceki gün akşam saatlerinde Merkezi Kayıt Kuruluşu'na gönderdiği başvuruda kurul kaydında olan, ancak, İstanbul Menkul Kıymetler Borsası'nda işlem görmeyen hisselerini satacağını bildirmişti. Satışa konu hisselerin piyasa değeri 634 milyon TL civarında bulunuyor. Yaşar Holding'in eski Yönetim Kurulu Başkanı Feyhan Yaşar, geçtiğimiz haftalarda Pınar Entegre Et, Pınar Su ve Pınar Süt'teki Yönetim Kurulu Üyeliği görevlerinden ayrıldığını da duyurmuştu.
 
Önce oğul ayrıldı
2000 yılında oğul Selim Yaşar'ın babasıyla iş konusunda anlaşmazlığa düşerek gruptan ayrılmasının ardından abla Feyhan Yaşar'ın da Holdingle bağlarını koparması iş dünyasında ilgiyle izleniyor. Yaşar Holding'de, yönetimde olmamasına rağmen hisselerin çoğunluğunu elinde tutan 84 yaşındaki baba Selçuk Yaşar, son sözü söylemeye devam ediyor.
Geçtiğimiz mart ayında Yaşar Holding'in genel kurulunda beş yıldan beri yürüttüğü yönetim kurulu görevini bırakan Feyhan Yaşar, "Başkanlığı bıraktım ama şirketlerdeki yönetim kurulu üyeliklerim devam edecek. Aile içi kırgınlıkları doğru bulmuyorum. Ortak olarak lideri destekleyeceğim" demişti. Bu açıklamalara rağmen Feyhan Yaşar'ın şirkette kendine ait hisseleri satacağının kamuoyuna açıklanması, aileyle ticari ortaklık ilişkilerini tamamen koparma kararı olarak yorumlandı.
Halen Yönetim Kurulu Başkanı olan İdil Yiğitbaşı ise göreve geldikten sonra Holding yönetim kurulunda önemli değişiklikler yaparak yeni bir ekip oluşturmuştu.
Mart ayında yönetim kurulu başkanlığını kardeşi İdil Yiğitbaşı'na devreden Feyhan Yaşar'ın önceki gün sürpriz bir şekilde şirketlerdeki hisselerini sa...
REFERANS 19/08/2009
6 aydır devam eden rallinin ne kadar "gerçekçi" olduğunun fiyatlanmaya başladığı bir dönemde ABD'de gözardı edilen ancak dağ gibi büyüyen bir sorun yeniden gündeme geldi: "Batık krediler". 2007 krizinin başlangıç noktası olan batık krediler ABD'de 1985'den bu yanaki en yüksek seviyesine fırladı. ABD Merkez Bankası'nın (FED) önceki gün yayımlanan raporuna göre kredilerde batık oranı yılın ikinci çeyreğinde yüzde 5,58'den yüzde 6,49'a kadar yükseldi. Bu, son 24 yılda görülen en yüksek seviye. Emlak kredilerindeki batık oranı yüzde 7,10'dan yüzde 8,27'ye yükselerek verilerin toplanmaya başladığı 1987'den bu yanaki en yüksek seviyesine fırladı. Ticari ve sanayi kredilerindeki batık oranları ise yüzde 3,12'den yüzde 3,73'e çıktı. Tüketici kredilerindeki batık oranları ise yüzde 4,69'dan yüzde 4,92'ye çıkarak son 22 yılın zirvesini gördü.
Ev kredilerinden ticari ve sanayi kredilerine kadar hemen her kredi tipinde kredi koşullarının ağırlaştırıldığını söyleyen FED, batık kredi oranının yüzde 2,03'ten yüzde 2,65'e yükseldiğini ve bunun resesyondan önceki en yüksek seviye olan yüzde 1,70'i bile solladığını vurguladı. Banka ve şirketlerden haftalardır gelen iyi ikinci çeyrek rakamları piyasalardaki ralliyi iyize hızlandırmış, yatırımcı ABD ekonomisinin düze çıkmaya başladığını fiyatlamaya başlamıştı. Ancak batık kredilerdeki bu artış hükümetin ve merkez bankasının attığı adımların tüketicinin cebine yansımadığını, borçların ödenmesindeki sıkıntıların iyileşmek bir yana kötüleştiğini kanıtlıyor.
 
FED, TALF programını 200 milyar dolar genişletti
FED'in pazartesi günü açıklanan çeyrek dönemlik raporu kredi çeşitlerinin tümünde rekor batıklar oluşmaya başladığını ortaya koyuyor. Bir yandan da FED, gevşek para politikasından ne zaman çıkacağı tartışmalarının alevlendiği bir dönemde tüketici ve işletmelere doğrudan kredi sağladığı borçlanma penceresi olan TALF programını uzatma ve büyüme kararı alıyor. Yine pazartesi günü alınan karar çerçevesinde şu ana kadar 30 milyar dolar harcanan TALF programı 6 ay daha uzatılıp, 200 milyar dolar daha genişletilecek. Diğer taraftan ise ABD'li bankalar batık kredi sorununda adeta "devede kulak" denilebilecek gelişmelere umut bağlamaya çalışıyor. ABD'nin en büyük bankalarından Bank of America, pazartesi günü açıkladığı raporda, aylardır ciddi tırmanışlar yaşayan batık kredi oranının temmuz ayında yüzde 13,86'dan 13,81'e gerilediğini belirtti. Yani aslında "iyileşme" olarak yansıtılan gelişme sadece on binde 5'lik bir düzelmeden ibaret.
 
Batık beklentisi 70 milyar dolar
JP Morgan Chase, Citigroup ve Discover Financial Services gibi bankalar ve finans kurumları da batık kredilerinde düşüşler olduğunu söylüyor ancak uzmanlara göre bu gelişmeler hayra alamet değil. Çünkü bir yandan artan işsizlik, diğer yandan ödenemeyen emlak kredileri ile mortgage krizinden daha beter bir icra sorunu ile karşı karşıya kalınabilir. Moody's Economy.com'un araştırmasına göre bu yılın sonuna kadar 1.4 milyon kredi sahibinin evlerini kaybetmesi, 2010'da bu rakamın 1.8 milyona çıkması bekleniyor. Kredi derecelendirme kuruluşu Fitch'in haziran başında yaptığı açıklamaya göre, kredi borçlarının geri ödemelerindeki gecikme ülke çapında artan işsizlik ve derin resesyonun etkisinden kaynaklandı. Buna karşılık ülkede haziran ayı kredi borcu gecikmelerinde 5 ay sonra ilk kez düşüş kaydedildi. Fitch'in beklentilerine göre ise önümüzdeki aylar içinde gecikmeler yüzde 10 seviyesini geçecek. Kredi kartı kayıplarının bu yıl yüzde 10'u geçmesi halinde ise batık kredi oranının 70 milyar doları bulması bekleniyor. Uluslararası Para Fonu (IMF) da kısa bir süre önce ABD'deki 1 trilyon 914 milyar dolarlık tüketici kredisinin yüzde 14'ünün geri ödenemeyeceğini öne sürmüştü.
 
 
ABD'li bankaların yüzde 35'i
kredi koşullarını sıkılaştırdı
ABD'li bankacılar ise kredi sıkışıklığının süreceğini düşündükleri için kredi koşullarını en az 1 sene daha sıkılaştırmayı planlıyor. FED pazartesi günü yayımlanan çeyrek dönemlik bankalar araştırmasında, bankacıların en azından bir yıl daha kredi musluklarını kolay kolay açamayacaklarını ortaya koydu. Bankaların yüzde 35'i en büyük müşterilerine bile kredi koşullarını sıkılaştırırken, bir çok banka da ekonominin belirsizliği nedeniyle koşullarını gevşetmediklerini belirtti. FED'in araştırmasına katılan bankalar eski kredi koşullarına ne zaman geri dönecekleri konusunda da muğlak ifadeler kullanıyor. Bankaların sadece yüzde 13'ü 2010 ortası gibi normal kredi koşullarına geri dönebileceklerini belirtirken, yüzde 36'sı da en erken 2010 sonu eskisi kadar rahat koşullar sunabileceklerini belirtiyor.
 
 
Kredilerde batık sadece ABD'nin sorunu değil
 
KANADA: Kanada'da bu ay başında yapılan açıklamaya göre haziran ayı itibariyle kredi kartlarında 90 günden fazla gecikmeye giren borçların oranı yüzde 1,56'yı buldu. Kredi takip şirketi Equifax'ın verilerine göre bu oran 2008 yılının haziran ayına oranla yüzde 24'lük, mayıs ayına göre de yüzde 3'lük bir artış anlamına geliyor. Ülkede kredi borçlarındaki gecikmelerin en fazla görüldüğü şehir ise verilen kredilerin yüzde 2,03'ünün 3 aydan fazla gecikmeye girdiği Toronto.
 
ÇİN: Kredi kartının yoğun bir şekilde kullanıldığı Çin'de de gri ödemeler konusunda sıkıntı yaşanıyor. Kriz başladığından beri kredi borçlarının vadesini geciktirenlerin oranı yüzde 3'e fırlamış durumda. Bu, iki yıl öncesinde yüzde 1 seviyesini ancak buluyordu. Bol likidite döneminde kredi kartı patlaması yaşayan Çin'de bankalar şu ana kadar 1.8 milyon banka kartı ile 150 milyon adet kredi kartı dağıttı.
 
AVRUPA: IMF'nin tahminlerine göre Avrupa'da 2.5 trilyon dolarlık tüketici kredisinin yüzde 7'si geri ödenemeyecek. En büyük batık sorunu ise İngiliz bankalarında ortaya çıkacak. Moody's'in son verilerine göre ise İngiltere'de mayıs ayında kredi kartlarındaki temerrüde düşme oranı bir önceki yılda yüzde 6,4 iken bu mayısta yüzde 9,3'e yükseldi.
6 aydır devam eden rallinin ne kadar "gerçekçi" olduğunun fiyatlanmaya başladığı bir dönemde ABD'de gözardı edilen ancak dağ gibi büyüyen bir sorun ye...
REFERANS 19/08/2009
KOBİ'lerin 31 Aralık 2009 tarihine kadar birleşmeleri halinde, birleşmeden doğan kazançlarının Kurumlar Vergisi'nden istisna tutulması düzenlemesinden yararlanmak için 6 şart aranacak. Maliye'nin konuyu düzenlediği uygulama tebliğine göre bu şartlar arasında; birleşilen KOBİ'nin bir bütün olarak devralınması, birleşmeye konu varlıkların tamamının sermayeye eklenmesi, birleşilen kurumun, birleşen kurumun tüm vergi borçlarını üstlenmesi, birleşme sonrası 3 yıl süreyle yeni şirkette istihdam kaybı olmaması bulunuyor.
 
KOBİ'lerin teşviklerden yararlanabilmesine ilişkin şartların nasıl yerine getirileceğinin örneklerle anlatıldığı tebliğe göre, istihdam şartının 3 yıllık süre içinde herhangi bir ayda sağlanamaması halinde, birleşmeden dolayı istisna ve indirimli oran uygulamasından yararlanılabilmesi mümkün olmayacak. İzleyen aylarda istihdam şartı yeniden sağlansa dahi söz konusu teşvikten yararlanılamayacak.
 
Bu yıl kurulan işletme uygulama dışı
 
KOBİ'lerin birleşmesini özendirmek için yapılan düzenlemeye göre, bu KOBİ'lerin 3 hesap döneminde elde ettikleri kazançları için yüzde 75'e kadar indirimli Kurumlar Vergisi uygulanacak. Tebliğde, uygulama kapsamına giren KOBİ'lerin Türk Ticaret Kanunu çerçevesinde kurulan, 10 ila 250 işçi çalıştıran, yıllık net satışlar toplamı 25 milyon lirayı geçmeyen veya aktif toplamı 25 milyon liradan az olan ticari işletmeler olduğu belirtildi. Bu tanım çerçevesinde 2008 Aralık ayına ilişkin olarak verilen sigorta bildirgesine göre, 10'dan az veya 250'den fazla işçi çalıştıran işletmeler KOBİ sayılmayacak. Bir işletmenin, 2008 hesap döneminin sonu itibariyle yıllık net satışlar veya net aktif toplamı 25 milyon liradan fazla olması halinde de yine KOBİ kapsamında değerlendirilmeyecek. 1 Ocak 2009 tarihinden sonra kurulan işletmeler de bu madde kapsamında KOBİ olarak görülmeyecek.
Tebliğe göre KOBİ tanımı kapsamındaki işletmelerin 31 Aralık 2009 tarihine kadar yaptıkları birleşmelerde, birleşme işlemlerinden doğan kazançlar Kurumlar Vergisi'nden istisna edilecek. KOBİ birleşmelerinde, "birleşme nedeniyle infisah eden kurumun, birleşme tarihinde sona eren hesap döneminde elde ettiği kazançlar" ile "birleşilen kurumun birleşme işleminin gerçekleştiği hesap dönemi dahil olmak üzere üç hesap döneminde elde ettiği kazançlar" için indirimli Kurumlar Vergisi uygulanacak.
 
 
TEŞVİK İÇİN SAĞLANMASI GEREKEN 6 ŞART
 
1-       Birleşilen kurum tarafından münfesih kurumun birleşme tarihindeki sabit kıymetlerinin rayiç bedelle, diğer kıymetlerinin ise Vergi Usul Kanunu'nun değerleme hükümlerine göre değerlemek suretiyle bir bütün halinde devralınması ve bilançosuna kaydedilmesi.
2-       Birleşmeden doğan kazançların tamamının birleşme tarihi itibariyle birleşilen şirketin sermayesine eklenmesi.
3-       Birleşilen kurumun, münfesih kurumun tahakkuk etmiş ve edecek vergi borçlarını ödeyeceğini ve diğer ödevlerini yerine getireceğini; münfesih kurumun, birleşmenin Ticaret Sicili Gazetesi'nde ilan edildiği tarihten itibaren 30 gün içinde birleşme nedeniyle vereceği Kurumlar Vergisi beyannamesine ekli bir taahhütnameyle taahhüt etmesi.
4-       Birleşilen kurumun, münfesih kurumun tahakkuk etmiş ve edecek vergi borçlarını ödeyeceğini ve diğer ödevlerini yerine getireceğini, münfesih kurumun birleşme nedeniyle vereceği Kurumlar Vergisi beyannamesine ekli bir taahhütnameyle taahhüt etmesi.
5-       Birleşme sonrasında 3 yıl süreyle aylık ortalama bazda birleşilen kurum ile münfesih kurum tarafından 1 Nisan 2009 tarihinden önce verilen son aya ilişkin sigorta bildirgelerine göre istihdam edilenlerin toplamından az olmamak üzere aylık istihdam sağlanması.
6-       Birleşilen kurumun daha sonraki tarihlerde birleşme, devir, bölünme ve hisse değişimi işlemlerine tabi tutulmaması.
 
REFERANS 19/08/2009
Ramazan ayında gıda sektöründe bir canlanma yaşanırken, kozmetik sektöründe daralma görülüyor. Ankara kökenli ünlü kozmetik perakendecisi Tekin Acar Cosmetics'in Yönetim Kurulu Başkanı Tekin Acar, ramazanda kozmetik ürünlerinin satışlarında yüzde 20 civarında düşüş olduğunu söyledi. Acar, kriz yüzünden kozmetik sektöründe satışların yüzde 5-10 arasında gerilediğine dikkat çekti. Ancak kendilerinin, yeni açtıkları mağazalar sayesinde sektörün genel durumunun aksine, 2009'un ilk yarısında cirolarını yüzde 11 yükselttiklerini dile getirdi.
Faaliyetlerine 30 yıl önce Ankara'da başladıklarını belirten Acar, şu anda 18 ilde 46 mağazaya ulaştıklarını ve yeni mağazalar açmayı planladıklarını kaydetti. Acar, alışveriş merkezlerindeki kiraları da değerlendirerek, kiraların yükselmesinin perakende sektörü için çok önemli bir problem olduğunu ve 2008 yılında açtıkları bazı mağazaları yüksek kiralar nedeniyle kapattıklarını söyledi. Bazı lokasyonlar dışında yer alan alışveriş merkezlerinde kiraların normal seviyelere indiğini dile getiren Acar, bu durumda bile firmaların kiralama zorluğu çektiğini kaydetti.
 
Kişisel bakıma 20 dolar
Acar, Türkiye'de kozmetik ve kişisel bakım ürünlerine ayrılan bütçenin çok sınırlı olduğunu dile getirerek, "Türkiye'de yıllık 20 dolar civarında kişisel bakım harcaması yapılıyor. Bu, çok komik bir rakam. Diş macunu, sabun, şampuan dışındaki kozmetik ürünlerini nüfusun yüzde 5'i alıyor. Avrupa'da çocuklar dışında her birey kozmetik tüketicisi. Fransa'da 3 bin civarında kozmetik mağazası bulunuyor. Ayda 1.5 milyon euro ciro yapıyorlar. Türkiye'de ise 80 milyon kişi için, 160 satış noktası var. Türkiye'de Avrupa ortalamasını yakalayan tek şehir Ankara. Türkiye'de mağaza sayısının yüzde 25-30'unu biz oluşturuyoruz. Satılan her 3 selektif kozmetik ürününden 1 tanesi bizim mağazalarımızdan çıkıyor. Yüzde 33'ün üzerinde pazar payımız var. Bir yıl içinde yüzde 40 pazar payına ulaşmayı hedefliyoruz" dedi.
 
Selektif kozmetik ürünleri yelpazesinde satış yaptıklarını vurgulayan Acar, piyasada çok düşük fiyatlı satılan Çin malı ve taklit ürünlerin, satışlarını etkilemediğini belirtti. Acar, Türkiye'de erkeklerin kozmetik ve kişisel bakım ürünlerine ilgisinin çok düşük olduğuna işaret ederek, "Yurtdışı pazarlarda erkekler için makyaj setleri satılıyor. Türkiye'de ise erkekler sadece kırışık giderici göz kremlerini tercih ediyor" dedi.
Ramazan ayında gıda sektöründe bir canlanma yaşanırken, kozmetik sektöründe daralma görülüyor. Ankara kökenli ünlü kozmetik perakendecisi Tekin Acar C...
 
REFERANS   19/08/2009
EBSO ile Vakıfbank arasında kredi protokolü
EBSO üyeleri, işletme ihtiyaç kredilerini yüzde 1,39 oranıyla kullanabilecek.
Ege Bölgesi Sanayi Odası (EBSO) ile Vakıfbank arasında imzalanan kredi protokolüyle EBSO üyeleri, işletme ihtiyaç kredilerini yüzde 1,39 oranıyla kullanabilecek.
EBSO'da düzenlenen protokol imza töreninde konuşan Oda Yönetim Kurulu Başkanı Ender Yorgancılar, yaşanan krizde bankacılık sektörünün sağlam durmasının ekonomi açısından önemli bir avantaj oluşturduğunu, ancak krizin derinleştiği dönemde oluşan panik havasıyla bazı bankaların kredilerini geri çağırma yoluna gittiğini, bu süreçten en büyük zararı KOBİ'lerin gördüğünü söyledi.
Son dönemde kredilerde olumlu gelişmelerin gözlendiğini, Merkez Bankası'ndan yeni faiz indirimleri beklentisinin bulunduğunu dile getiren Yorgancılar, güven ve istikrar ortamının büyük oranda sağlandığına ilişkin göstergelerin bulunduğunu ifade etti.
Bankaların da bu dönemde kredi faizlerini aşağıya çekerek KOBİ'lere ucuz maliyetli kaynak sağlaması gerektiğini dile getiren Yorgancılar, bu konuda bankaların, kaynaklarını artırmak için uzun vadeli mevduata uygulanan stopajın kademeli olarak indirilmesini önerdiklerini söyledi.
Vakıfbank Ege Bölge Müdürü Hayati Yaman ise EBSO üyelerine, iç kaynakların yanında dış kaynaklı krediler sağlanması konusunda da destek olunacağını ifade etti.
DÜNYA   19/08/2009
Vakıfbank, 736 milyon dolarlık sendikasyon kredisi sağladı
Banka, West LB koordinatörlüğünde yarın 736 milyon dolarlık Sendikasyon Kredisine imza atacak
Vakıfbank, 736 milyon dolarlık sendikasyon kredisi sağladı.
Vakıfbank'tan yapılan açıklamada, Bankanın, Alman bankası West LB AG'nin koordinatörlüğünde 11 ülkeden 29 bankanın üst düzey yetkililerinin katımıyla yarın Four Seasons Oteli'nde gerçekleştirilecek törenle 736 milyon dolarlık Sendikasyon Kredisine imza atacağı belirtildi.
DÜNYA 19/08/2009
Penguen Gıda, karını yüzde 114 artırdı
Şirket, firmalarının, net satışlarını yüzde 9 artırarak 30,1 milyon liraya çıkardığını belirtti
Bursa'da kurulu bulunan Penguen Gıda'nın yılın ilk 6 aylık verilere göre faaliyet karını yüzde 114 artırdığı bildirildi.
Penguen Gıda A.Ş Genel Müdürü Aykan Sözüçetin, yaptığı yazılı açıklamada, konserve, reçel ve turşu sektöründe faaliyet gösteren firmalarının, 2009'un ilk yarısında, geçen yılın aynı dönemine oranla, net satışlarını yüzde 9 artırarak 30,1 milyon liraya, brüt satış karını ise yüzde 56 yükselterek 8 milyon liraya çıkardığını belirtti.
Faaliyet karının ise geçen yılın aynı dönemine göre, yaklaşık yüzde 114 oranında artarak 1,3 milyon lira zarardan 194 bin 704 lira kara yükseldiğini ifade eden Sözüçetin, şunları kaydetti:
"2009 yılı 2. çeyrek verilerinde, geçen yılın aynı dönemine kıyasla, net satışlarda yüzde 24, brüt satış karında yüzde 139, faaliyet karında ise yüzde 155 artış, 1. çeyrek sonuçlarına kıyasla ise net satışlarda yüzde 3, brüt satış karında yüzde 67, faaliyet karında ise yüzde 227 artış sağlandı. Penguen Gıda, iç pazarda 5 yılda yüzde 100 büyüme gösterdi. Gerek iç gerekse dış pazarda, özellikle konserve ve turşu ürün grubunda büyüme yaşanmaktadır. İlk 6 aylık bütçe hedeflerine paralel performans seyrini koruyan Penguen Gıda, yıl sonu hedeflerine ulaşacağını gösteriyor."
Sözüçetin, istikrarlı büyüme gösteren Penguen Gıda'nın, yapılan son anlaşmalarla ihracat bağlantılarının 22 milyon avro seviyesine yaklaştığını bildirdi.
DÜNYA 19/08/2009
Mermercileri elektrik çarptı

Türkiye’deki mermer fabrikaları birer birer kapanıyor. Bakan Yıldız, bunun nedeni olarak Çin kökenli firmaları gösterirken, sektör temsilcileri artan enerji maliyetleri nedeniyle zora düştüklerini belirtti
Türk mermeri kötü günler yaşıyor. Son bir yılda mermer işleyen fabrikalarda çalışan 30 bin kişi işsiz kaldı. Envanter olmadığı için kapanan firma sayısı bilinmiyor.
Ancak sektör temsilcileri bu rakamın yüzlerce olduğu noktasında birleşiyor. Yaşanan sıkıntı için birçok neden ortaya atılıyor. Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Taner Yıldız’a göre sorun Çinli firmalar. Ancak Yıldız’ın, “Çin kökenli firmalar Türkiye’den düşük fiyata blok mermer alıp, işleyerek yeniden Türkiye’ye satıyor. Türkiye’deki mermer fabrikalarının kapanmasına neden oluyor” şeklindeki açıklaması sektörden destek bulmadı.
Bakan’ın yanlış bilgilendirildiğini söyleyen sektör temsilcileri, Çin’in Türkiye’yi baltalamadığını aksine en önemli ihracat pazarı olarak Türk mermer sektörünü ayakta tuttuğunu kaydettiler. Sektördeki sıkıntının temelinde Türkiye’deki yüksek enerji fiyatlarının yattığını söyleyen mermerciler, bu nedenleri kendilerini Çin’in değil, yüksek elektrik fiyatlarının çarptığını kaydettiler. Sıkıntıdan çıkış için, enerji maliyetleri ve vergiler konusunda teşvik isteyen doğaltaş sektörü bunun yanında kamu yatırımlarında Türk doğaltaşı kullanılması şartı getirilmesini talep ediyor.
DÜNYA 19/08/2009
 
Fitch, Anadolubank'ın notunu teyit etti
Fitch, bankanın notlarının iyi varlık katiletisini, istikrarlı stratejisini, güçlü performansını ve ılımlı kapitalizasyonunu yansıttığını belirtti
Fitch Ratings, Anadolubank'ın BB- olan yerel ve yabancı para cinsinden kredi notunu 'durağan' görünüm ile teyit etti. Fitch, Anadolubank'ın notlarının iyi varlık katiletisini, istikrarlı stratejisini, güçlü performansını ve ılımlı kapitalizasyonunu yansıttığını belirtti.
DÜNYA 19/08/2009
Krizden büyük darbe yiyen Türk çelik üreticisi, Çin'den gelen haberle rahat bir nefes aldı. Çin'in üç yıl süreyle çelik üretiminde kapasite artırımını yasaklaması, Türkiye'nin çelik ihracatını artırmasının önünü açtı.
 
Küresel ekonomik krizin çelik talebini dibe vurdurması nedeniyle arz-talep makasının açılması ve uluslararası alandaki tepkiler, Çin Halk Cumhuriyeti'nin üç yıl süreyle çelik üreticilerinin kapasite artırımını yasaklamasına neden oldu. Kararın, İkinci Dünya Savaşı'ndan bu yana en kötü günlerini geçiren dünya çelik pazarına nefes aldıracağı belirtilirken, Türk çelik sektöründe de nispi bir rahatlama yaşaması bekleniyor.
 
Ham çelik üretiminde dünya birincisi olan Çin, 2009 Haziran ayına kadar çıkarılan üretim rakamlarına göre, toplam üretimde yüzde 48,5'luk paya sahip. Çin'in haziran ayına kadar yaptığı üretim 266 milyon 583 bin tona kadar ulaştı. Dünyanın en büyük 10 üreticisi, 2008 yılına nazaran üretim musluğunu yüksek oranlarda kısarken, Çin 2008'e göre üretimini azaltmak bir yana yüzde 1,2 oranında artırdı. Toplam çelik üretiminin geçen seneye göre yüzde 21,3 azalarak 549 milyon 262 bin tona düştüğü göz önüne alan Çin hükümeti genişleme taleplerini yasakladı. Sanayi ve Enformasyon Bakanlığı'ndan (MIIT) yapılan açıklamada, demir-çelik üreticilerinin genişleme taleplerinin 3 yıl süreyle onaylanmayacağı bildirildi. Sanayi ve Enformasyon Bakanı Li Yizhong, uluslararası ajanslara yaptığı açıklamada, çelik sanayii kapasite fazlasının endüstriyel sektörler içinde en belirgini olduğunu söyledi. Çelik üreticilerine kapasite artırımlarını durdurma çağrısı yapan Li, aksi takdirde çelik sanayiinin çıkmaza gireceği uyarısında bulundu.
 
Türk çelik üreticileri karardan memnun oldu
 
Türkiye Çelik Üreticileri Derneği Genel Sekreteri Veysel Yayan, Çin'in kararının Türkiye çelik ihracatını ve pazar payını artıracağına dikkat çekti. Dünya çelik tüketiminde yaşanan daralmanın kapasiteyi olağanüstü artırdığını hatırlatan Yayan, "Çin Halk Cumhuriyeti'nin çelik üretiminde kapasite artırımını devam ettirmesi hem Çin'in iç pazarını hem de dünya genelinin pazarını olumsuz etkileyecekti. Dolayısıyla Çin, sadece kendisi için değil, uluslararası reaksiyonları da engellemek amacıyla böyle bir karar aldı" dedi. Avrupa Komisyonu'nun daha önce Çin Halk Cumhuriyeti'nin filmaşin ithalatına yüzde 25 damping uygulama kararını anımsatan Yayan, özellikle Latin Amerika Çelik Üreticileri Derneği'nin, Çin'in çelik ihracatıyla ilgili pek çok soruşturma talep ettiğinin altını çizdi. "Çin'in bütün bunları göz önünde bulundurarak böyle bir karar aldığını düşünüyoruz. Bu karar diğer taraftan da günden güne açılan arz-talep makasının kapanmasına olanak sağlayacak" diyen Yayan, bu durumdan Türk çelik sektörünün de fayda sağlayacağını vurguladı.
 
2. Dünya Savaşı'ndan bu yana en büyük düşüş
Dünya çelik üretimi küresel ekonomik krizle birlikte son 60 yılın en kötü günlerini yaşıyor. Bu yıl talebin geçen yıla göre yüzde 14,9 düşerek 1 milyar 19 milyon ton olması bekleniyor. Bu oran, İkinci Dünya Savaşı'ndan bu yana en büyük düşüşü gösteriyor. Çin'deyse bu yıl 660 milyon ton çelik üretim kapasitesi bulunuyor. Buna karşılık, 470 milyon ton talep bekleniyor. Öte yandan üyeleri, dünya çelik üretiminin yüzde 85'ini gerçekleştiren Dünya Çelik Birliği'nin yayımladığı rapora göre, talebin 2009 yılının sonlarında dengeleneceği, bunun 2010'da iyileşme sağlayacağı belirtiliyor.
 
REFERANS 19/08/2009
 
Türkiye, enerji satranlında yeni dev bir hamleye hazırlanıyor. Hazar gaz kaynaklarını Avrupa'ya ulaştıracak Nabucco projesinden sonra doğalgaz rezervinde dünya üçüncüsü Katar'dan Türkiye'ye uzanacak gaz boru hattı projesi için iki ülke mutabakata vardı. Katar Emiri Şeyh Hamad Bin Halife Al Thani ile görüşen Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Katar ile enerji konusunda uzun vadeli ve kalıcı bir işbirliği yapmak istediklerini belirterek, iki ülke arasında bir doğalgaz boru hattının sorunu kökten çözeceğine inandığını vurguladı. Şeyh Al Thani de, boru hattına sıcak baktıkları mesajını verdi. Konuk Emir'in, enerji bakanlarının konuyu görüştüğünü ve en kısa sürede sonuç alınacağını belirttiği öğrenildi. Çalışma ziyareti için önceki gün Türkiye'ye gelen Katar Emiri Al Thani, Cumhurbaşkanı Gül ile görüşmesinde, "Katar'dan Türkiye'ye uzanacak bir boru hattının gerçekleşmesini umuyoruz'' demişti. Tatil için Bodrum'a giden Al Thani, Milas Havalimanı'nda Başbakan Erdoğan tarafından karşılandı. Erdoğan ve Al Thani, öğle yemeği öncesinde bir süre görüştü. Görüşmede, iki liderin Türkiye ile Katar arasında doğalgaz boru hattı döşenmesi konusunda görüş birliğine varıldığı öğrenildi. Edinilen bilgilere göre, çalışma yemeğinde başta enerji ve ticari ilişkiler olmak üzere birçok konu ele alındı.

TÜRKİYE'Yİ İZLİYORUZ
Katar Emiri Al Thani'nin, Türkiye'nin son dönemdeki enerji konusundaki girişimlerinin dikkat çekici olduğuna ve bu girişimlerin kendileri tarafından da dikkatle izlendiğine'' işaret ettiği öğrenildi. Al Thani'nin, ''Katar olarak Türkiye ile her alanda ilişkilerin geliştirilmesi için karar aldıklarını ve bu konuda istekli olduklarını'' belirttiği kaydedildi.
 
SABAH   19/08/2009
 
Merkez Bankası politika faizlerini beklendiği gibi 0.5 puan daha indirerek yüzde 7.75'e çekti, karamsarlığını korudu
Merkez Bankası politika faizlerini beklendiği gibi 0.5 puan daha indirerek yüzde 7.75'e çekti. Krizin derinleşmeye başladığı Kasım 2008'de indirimlere başlayan Merkez, toplam 9 puanlık faiz indirimi yaptı. Karar sonrası yapılan açıklamada faiz indirimlerine devam edeceği mesajını verdi. Ekonomistler, Eylül'de yarım puanlık bir indirimin daha gelmesini bekliyor. Merkez Bankası son açıklamasında ise karamsarlığını korumaya devam etti. Banka önceki açıklamasından farklı olarak yurt içi tüketim talebindeki toparlanmanın gücüne ilişkin belirsizlirin attığını belirtmesi oldu.

ENFLASYON DÜŞÜK KALACAK
Para Politikası faiz indirim kararı sonrası yaptığı açıklamada, ''Dış talep zayıf seyrini sürdürmekte, yurtiçi yatırım talebi gerilemekte ve istihdam koşullarında belirgin bir iyileşme görülmemektedir. Ayrıca, yakın dönem gelişmeleri tüketim talebindeki toparlanmanın gücüne ilişkin belirsizlikleri artırmıştır. Bu çerçevede, Enflasyon Raporu'nda çizilen perspektifle uyumlu biçimde, enflasyonun düşük seyrini uzun bir süre koruyacağı öngörülmektedir" dendi.

FAİZ İNDİRİMİNE DEVAM "Finansal koşullardaki ek sıkılığın kısmen devam etmesi ve küresel finans piyasalarındaki sorunların reel ekonomi üzerindeki etkilerinin boyutuna ilişkin belirsizliklerin sürmesi, aşağı yönlü risklerin tamamıyla ortadan kalkmadığına işaret etmektedir" diyen Banka, "İktisadi faaliyette belirgin bir toparlanma gerçekleşmemesi halinde kısa vadede ölçülü faiz indirimlerine devam edilmesinin gerekeceği değerlendirmesinde bulunmuştur" dedi.

REPO FAİZLERİ DE DÜŞTÜ
MERKEZ, son kararında yalnızca politika faizi olarak kullandığı borç alma faizlerini değil repo faizlerini de indirdi. Banka, açık piyasa işlemleri çerçevesinde piyasa yapıcı bankalara uygulanan repo işlemleri yoluyle gecelik ve bir haftalık borçlanma imkânı faizini yüzde 9.75'ten yüzde 9.25'e indirdi.

MERKEZ NEDEN KARAMSAR
- Dış talep zayıf seyrini sürdürüyor.
- Yurtiçi yatırım talebi geriliyor.
- İstihdam koşullarında iyileşme görülmüyor.
- Tüketim talebinde toparlanma gücü zayıf.
- Finansal krizin reel sektör üzerindeki etkilerinin boyutu hâlâ belirsiz.
- Ekonomide aşağı yönlü riskler henüz ortadan kalkmadı.
- Finansal koşullardaki ek sıkılaşma kısmen devam ediyor.

İNDİRİMDE LİDER
Merkez Bankası krize karşı hızlı faiz indirimlerine Kasım 2008'de başladı. Banka yüzde 16.75 düzeyinde bulunan politika faizlerini toplamda 9 puan indirdi. Politika faizleri son kararla birlikte yüzde 7.75'e geriledi. Böylece Merkez Bankası dünyada krize karşı dünyada en fazla faiz indirimi yapan merkez bankası oldu.
SABAH 19/08/2009
Mevduatta tek haneli faiz uygulayan bankalar sonunda kredi faizini de indirmeye başladı. 24 ay vade için aylık faiz yüzde 0.82'ye kadar indi. Ancak faiz kadar dosya masraflarının da önemli bir maliyet olduğu unutulmamalı
EN DÜŞÜK FAİZ
% 0.82

Vade 24 ayla sınırlı olsa da bugün için açıklanan en düşük konut kredisi faizi.

KREDİ KULLANANLAR
770 bin kişi
Türkiye'de konut kredisi kullanan ve bankalarda halen kredi borcu ödeyen kişi sayısı Mart 2009 itibariyle 770 bin 87.

KULLANIMDAKİ DÜŞÜŞ
-% 48.0
Mart 2009 itibariyle son 1 yılda konut kredisi kullananların sayısı % 48 azaldı. Bu yılın ilk 3 ayında 41 bin kişi kredi aldı.

KREDİ MİKTARI
38.7 milyar TL
Merkez Bankası verilerinden alınan bilgilere göre 7 Ağustos itibariyle bankaların kullandırdığı konut kredisi miktarı 38.7 milyar liraya ulaştı.

Mevduat ve tahvilde faizlerin tek haneye düşmesinin ardından merakla bireysel kredi faizlerindeki düşüş nihayet gerçekleşmeye başladı. Bankalar önceki geceden itibaren birer ikişer konut kredisinde aylık faizleri yüzde 1'in altına çekmeye başladı. Uzun vadeli faiz ve takibe düşme oranlarını dikkate alan bankalar vade uzadıkça oranı yüzde 1.2'lere çıkarmasına karşın 24 aylık vadede dün faiz oranı aylık bazda yüzde 0.81'e kadar çekti.

İŞ BANKASI % 0.82
Bankalardan beklenen faiz indirimleri gelmeye başladı. Önceki gün Akbank ve Garanti Bankası konut kredisinde faiz oranlarını yüzde 1'in altına çektiğini açıkladı. Akbank, 24 aya kadar olan vadeler için faizi yüzde 0.99, Garanti Bankası ise yüzde 0.96 olarak belirledi. Bu açıklamanın ardından yeni indirimler de peşpeşe gelmeye başladı. İş Bankası 24 ay vadede oranı yüzde 0.82'ye kadar çekerek yarışta agresif olacağının sinyalini verdi. Anadolu Bank da oranlarında revizyona gitti ve faizini 24 ay vade için yüzde 0.99'a çekti.

FAİZ VADE İLE ARTIŞTA
Bankaların internet sitelerinden aldığımız ve gazetemize ulaştırılan bilgilere göre hazırlanan tabloya göre faiz oranları 60 aylık vadede yüzde 1.14'lere kadar gerilerken 10 yıllık vadede yüzde 1.15'li seviyelere kadar çekildi. Uzmanlar, vade uzadıkça faizin yükselmesinin nedenini uzun vade riski ve takipteki kredi oranının artıştan kaynaklandığını belirtiyor.
SABAH 19/08/2009
Toplu yemek dağıtımından (catering) sonra Galore markasıyla kurabiye, Tatlı Kaşık markasıyla da tatlı işine giren Ayso Gıda, market zincirleri dışında korner ve franchising sistemiyle de büyümeyi hedefliyor. Acıbadem, Kavala kurabiyesi, Günola kurabiyesi, beze gibi ürünleri farklı ebat ve çeşitlerde piyasaya sunduklarını dile getiren Ayso Gıda Yönetim Kurulu Başkanı Kemal Sofuoğlu, krizin piyasaya girmelerini geciktirdiğini ancak 2009 sonuna kadar 5 bin noktada olmayı planladıklarını söyledi. Sofuoğlu, 102 kişiyi işe aldıklarını yıl sonuna kadar da 80 kişiyi daha işe alacaklarını ifade etti. Fabrika Müdürü Baran Bıyık ise Türkiye'de unlu mamullerdeki büyüme hızının dünyanın iki katı olduğunu buradan hareketle kurabiye pazarına girmeye karar verdiklerini söyledi. "Pastanede şöhreti yakalayan ürünleri endüstriyel olarak üretmeyi başardık. Kendi özerk raflarımızla marketlerde olacağız" dedi. Marketler dışında 2010 yılının 6'ıncı ayından itibaren kornerler ve franchise ile de büyüyeceklerini belirten satış koordinatörü Erdem Akvardar ise "30 milyon euro ciro beklentisiyle dünyanın karşısına çıkmaya hazırız. 2010'da 23 ülkeye birden ihracata da başlayacağız. Üretimimizin yüzde 30'unu ihraç edeceğiz. Kategoriye kendi markamızın ismini verip pazara ek olarak yüzde 10 büyüme sağlayacağız" dedi.
 
SABAH 19/08/2009
Kredilerin açılmaya başladığını belirten Bank Asya Genel Müdürü Kabaca "Firmaların notu değerlendiriliyor" diye konuştu
BANK Asya Genel Müdürü Ünal Kabaca, son dönemde takibe uğrayan kredi oranlarında gerileme eğilimine girildiğini belirtti. Bankaların kredi verme konusunda ışığı gören şirketlerin yakalamaya çalıştığını belirten Kabaca, kendi bankalarında kredinin mevduata dönüşüm oranlarının yüzde 100'ler seviyesinde olduğunu belirtti. Bank Asya ile İzmir Ticaret Odası (İZTO) arasında düzenlenen kredi protokol töreninde konuşan Kabaca, krizde bankaların limitlerini iptal ettiği yönünde eleştiriler yapıldığına dikkati çekti. Kabaca, krizde kimsenin ayıplanmaması gerektiğini, işletmelerin önce kendi likiditelerini ayakta tutmak için çaba göstermesinin normal olduğunu söyledi. Takibe uğrayan kredilerle ilgili soruyu yanıtlayan Kabaca, yabancı kuruluşların Türkiye'de "yüksek kredi takip oranlarına ulaşılacağı, KOBİ'lerin çökeceği'' yönündeki tahminlerinin gerçekleşmediğini kaydetti. Kabaca, şöyle dedi:

TAHSİLATTA AÇILIM VAR"Kredilerin takibe dönüşüm oranlarında sektör ortalaması yüzde 5'ler, bizim de yüzde 6.5'ler civarında. Kredilerde takibe uğrama oranları son dönemde gerileme eğilimine girdi. Tahsilatta son dönemde önemli açılımlar var. Krediler de açılmaya başladı. Bankalar artık müşteriye dönüyor, firma reytinglerinin değerlendirildiği bir dönemi yaşıyoruz.'' İZTO Başkanı Ekrem Demirtaş ise bazı şirketlerin ödeme güçlüğü içine düştüğünü, bankaların şirketlerle ilgili kötü bilgi ve belgeleri tekrar gözden geçirmesini talep ettiklerini ifade etti.
 
SABAH 19/08/2009
Amerikan Hazinesi'nin bir numaralı kreditörü olan Çin elindeki ABD tahvillerini azalttı. China Daily gazetesinin haberine göre Çin elindeki Amerikan hazine senetlerini Haziran ayında 801.5 milyar dolardan, 776.4 milyar dolara indirdi. 25.1 milyar dolar tutarındaki yüzde 3.1 oranlık satış, Çin'in elindeki Amerikan tahvillerinde son dokuz yılda oransal olarak en büyük indirim oldu. Çin, Ekim 2000'de yüzde 4.2 indirime gitmişti. Haberde buna rağmen Çin'in elindeki Amerikan tahvillerinin Nisan ayından fazla olduğuna işaret edildi. Çin'in elinde Mart ayında 767.9 milyar dolar, Nisan ayında ise 763.5 milyar dolar tutarında Amerikan tahvili bulunuyordu.
 
SABAH 19/08/2009
DÜNYANIN piyasa değeri en yüksek iki petrol şirketi Exxon Mobil ve PetroChina arasında, 41 milyar dolarlık sıvılaştırılmış doğalgaz (LNG) anlaşması imzalandı. Batı Avustralya'dan çıkarılan LNG gazının Çin'e satılmasıyla ilgili olan anlaşma, Çin ve Avustralya arasında şimdiye kadar yapılan en büyük ticari anlaşma oldu. Avusturalya Doğal Kaynaklar Bakanı Martin Ferguson, yaptığı yazılı açıklamada PetroChina'nın, Exxon Mobil ile imzaladığı anlaşmaya göre Gorgon LNG projesinden 20 yıl boyunca yılda 2.25 milyon ton gaz alacağını belirtti.
 
SABAH 19/08/2009
Koç Holding'in vergi dairesine açıkladığı 6 aylık net kârı 132.9 milyon lira. Koç Holding'in geçici vergi beyannamesi ekinde vergi dairesine sunduğu ve sermaye piyasası mevzuatına göre düzenlenmemiş olan gelir tablosuna göre, 6 aylık net kârı 132.9 milyon lira olarak açıklandı. Şirketin ilk çeyrekte İMKB'ye açıkladığı konsolide net kârı 2.8 milyon lira olmuştu. Piyasa değeri 5.7 milyar dolar olan Koç Holding'in hisseleri günü yüzde 1.69 artışla 3.60 liradan günü kapattı.
 
SABAH 19/08/2009
REYSAŞ Taşımacılık'ın 6 milyon 101 bin 845 adet hissesini cuma günü sehven sattığını açıklayan şirket ortaklarından Rıfat Vardar'ın dün yeniden hisse almasıyla şirketteki payı yüzde 9.737'ye ulaştı. Reysaş'ın Kamuyu Aydınlatma Platformuna gönderdiği açıklamada, Vardar'ın dün 2. seansta Reysaş Taşımacılık ve Lojistik Ticaret A.Ş.'ye ait hisse senetlerini 3.42-3.46 fiyat aralığından (Ortalama 3.4429) 500 bin adet alış işlemi gerçekleştirdiği bildirildi. Bu alımla Vardar'ın Reysaş Taşımacılık'ta sahip olduğu C Grubu payların toplamının 4 milyon 224 bin 836 adet olduğu belirtildi. Vardar Pazartesi günü de 3 milyon 724 bin 836 aded Reysaş hissesini geri almıştı.
 
SABAH 19/08/2009
TEKFEN Holding şirketlerinden Tekfen İnşaat'ın yüzde 50 oranında ortak olduğu NCC North Caspian Constructors şirketinin Kazakistan'daki Kaşagan Petrol Geliştirme Havzası'nda 250 milyon dolar değerinde ilave işler aldığını açıkladı. Alınan yeni işlerde Tekfen İnşaat'ın payının 125 milyon dolar olduğuna işaret edilen açıklamada, 1 Eylül 2009 tarihinde başlayacak olan projenin 30 Haziran 2011 tarihinde tamamlanacağının öngörüldüğü bildirildi.
 
SABAH 19/08/2009
Eski RTÜK Başkanı Zahid Akman’ın, kurucuları arasında yer aldığı ve bir dönem sorumlu genel müdürlüğünü yaptığı “Euro7 Fernseh&Marketing GmbH” şirketine iflas davası açıldı.

Euro7, Deniz Feneri iddianamesinde, Almanya Deniz Feneri Derneği ile yakın ilişkisi bulunan sermaye şirketleri arasında gösteriliyor. Frankfurt İdari Mahkemesi’nde 4 Haziran’da “Euro7 Fernseh & Marketing GmbH” şirketine yönelik iflas davası açıldı ve şirket yönetimi icra masasına devredildi. Merkezi Frankfurt’ta bulunan şirket hakkında İdari Mahkemede açılan davada şirketin ödeme zorluğu ve borçlanmalardan dolayı iflas davasının açıldığı belirtildi. Mahkeme kayıtlarında şirketin genel müdürü olarak Halil Akbaş’ın ismi yer aldı. İflas başvurusu 12 Mart 2009’da yapıldı. Başvuru 7 Nisan’da kabul edildi ve iflas masasına geçici olarak devredildi. Mahkeme, Euro7 iflas davasıyla ilgili ilk alacaklı toplantısının 26 Ağustosta Frankurt İdari Mahkemesi’nde yapılacağını duyurdu. 
 
SABAH 19/08/2009
PİYASALARA BAKIŞ
Önceki gün Lowe'nin kötü sonuçları sonrasında, Dün ABD'de Home Depot isimli şirketin bilançoları beklenenden daha iyi gelince, piyasalar önceki günkü yüzde 2'lik düşüşün ardından, dün yarısına yakınını geri aldı. Şu an dow jones'un 9.180 seviyesinde bir desteği bulunuyor ve bu desteğin üzerinde kapanış olduğu için, en azından bir anda 8800'lere kadar düşüş riski azaldı. Fakat yine de 9.300'ün üzerinde bir kapanış olmadan, tehlike geçti demek zor. 
Bu yorumun yazıldığı saat 07:10 itibariyle dow jones future'ları yüzde 0.21 aşağıda bulunurken, Çin ve japon borsaları küçük çaplı kayıplar yapmış durumdalar.
Telegraph'ın haberine göre Almanya'da ekonomi bakanlığı, Bundesbank ile bankacılık ve kredi sıkışması konusunda bir dizi tedbir hazırlıyor. Yeni bir finansal krize karşı önlemleri içeren bu çalışmanın ayrıntılarına bakıldığında, Almanya'da özellikle bankaların borç verme konusunda aşırı cimri davrandıkları ve bunun da önümüzdeki dönemde ciddi bir kredi sıkışması yaratacağı belirtiliyor. Harmut Schauerte isimli ekonomi bakanı fiannsman açısından en zor dönemlerin 2010'un birinci ve ikinci çeyreğinde yaşanacağını belirtti. Almanya'da birçok firmanın vadesi gelen banka borçlarını ödemekte zorlandığını ve bunun da beklenenden çok daha sert bir kredi daralmasını da berbaerinde getirebileceğini belirtti.
Yani daha önce yazılarımızda vurguladığımız üzere Avrupa bankacılık sisteminde sorunlar giderek artıyor ve bunu gören yetkililer de şimdiden önlem almaya çalışıyor. Bu arada Romanya'da iflaslar yüzde 1167 artarak tarihi bir rekor kırmış durumda.
Sevgili okuyucular, finansal krizin ardından, piyasalarda yaşanan coşkunun artık sonlarına gelindiğini düşünüyorum. Bundan sonraki yukarı yönlü hareketlerde piyasalar satışlarla karşılaşabilir ve Dow Jones'un önünde kalın bir 9.480 duvarı var. Ayrıca daha önce finansal krizin yarattığı reel sektör krizinin özellikle Avrupa'da, yeniden tersine döndüğüne dair işaretler var. yani bu sefer reel sektördeki bozulma yeniden banka bilançolarını bozmaya aday ve özellikle doğu avrupa ülkelerinden iyi haberler gelmeyecektir. Fakat lumsuz olabilecek haberlerin, genel olarak piyasalara etki şiddetini henüz bilmiyoruz ama Almanya'da olacak yeni bir kredi daralması, bu sefer euro'yu yeniden değerli kılabilir.
Bu arada dünyaca ünlü Elliot dalga uzmanı, Robert pretcher yükselişin sonuna gelindiğini ve bir ayı piyasasının başlamak üzere olduğunu belirtmiş. www.finanstrdn.com'un haberine göre Pretcher son ralliyi tahmin etmişti.
referans Gazetesinin haberine göre ABD'de batık krediler son 24 yılın en yüksek seviyesine ulaşmış. HAber şöyle;
"6 aydır devam eden rallinin ne kadar "gerçekçi" olduğunun fiyatlanmaya başladığı bir dönemde ABD'de gözardı edilen ancak dağ gibi büyüyen bir sorun yeniden gündeme geldi: "Batık krediler". 2007 krizinin başlangıç noktası olan batık krediler ABD'de 1985'den bu yanaki en yüksek seviyesine fırladı. ABD Merkez Bankası'nın (FED) önceki gün yayımlanan raporuna göre kredilerde batık oranı yılın ikinci çeyreğinde yüzde 5,58'den yüzde 6,49'a kadar yükseldi. Bu, son 24 yılda görülen en yüksek seviye. Emlak kredilerindeki batık oranı yüzde 7,10'dan yüzde 8,27'ye yükselerek verilerin toplanmaya başladığı 1987'den bu yanaki en yüksek seviyesine fırladı. Ticari ve sanayi kredilerindeki batık oranları ise yüzde 3,12'den yüzde 3,73'e çıktı. Tüketici kredilerindeki batık oranları ise yüzde 4,69'dan yüzde 4,92'ye çıkarak son 22 yılın zirvesini gördü.
Ev kredilerinden ticari ve sanayi kredilerine kadar hemen her kredi tipinde kredi koşullarının ağırlaştırıldığını söyleyen FED, batık kredi oranının yüzde 2,03'ten yüzde 2,65'e yükseldiğini ve bunun resesyondan önceki en yüksek seviye olan yüzde 1,70'i bile solladığını vurguladı. Banka ve şirketlerden haftalardır gelen iyi ikinci çeyrek rakamları piyasalardaki ralliyi iyize hızlandırmış, yatırımcı ABD ekonomisinin düze çıkmaya başladığını fiyatlamaya başlamıştı. Ancak batık kredilerdeki bu artış hükümetin ve merkez bankasının attığı adımların tüketicinin cebine yansımadığını, borçların ödenmesindeki sıkıntıların iyileşmek bir yana kötüleştiğini kanıtlıyor.
"
Bizim piyasalara gelince, önceki gün genel olarak dış borsalar gerilerken, seans sonuna doğru alımlar gelmişti ve yine aynı yemek pişirilip masaya getirilmişti. Yani IMF ile anlaşmanın elli kulağındaydı. Bu beklentiyi kullanarak, şu ana kadar büyükler özellikle son 1 hafta 10 gün içinde dağıtıma başladılar. Teknik göstergelerin çoğunda çok ciddi olumsuz aykırılıklar var. Borsadan uzak durulmasını, portföy oluşturulurken, dolara en az yüzde 25-30 ağırlık verilmesini öneriyorum. Ayrıca faizler cazibesini oldukça yitirdi ve yeni bir faiz indirimi ile birlikte mevduat fazileri de gerileyecektir. Bu aşamadan sonra dövizde yeni yükselişler görebiliriz. Bu aşamada döviz kanımca 1.45 seviyelerinde önemli bir dip oluşturdu ve 1.45-1.46  seviyelerinin bir defa daha görülmesi durumunda çift d dip dediğimiz formasyon oluşabilir ki, bu da hem kısa vadeli hem de orta vadeli alım sinyalidir. Evet bugünlük bu kadar.. Kalın sağlıcakla...
NOT: Aşırı yoğunluğum nedeniyle günde bana gelen yaklaşık 150-200 mailin sadece 2 veya 3 tanesine cevap verebiliyorum. Bu nedenle lütfen beni anlayışla karşılayınız. Örneğin bir soru var, şöyleki , "Hocam bana al-sat noktaları nasıl belirlenir kısaca cevap verirseniz sevinirim" diyor. Evet soru bu kadar kısa ama cevabını siz bir düşünün. Bir başkası da "Hocam ben, sizi sürekli okuyorum. Yazmış olduğunuz yazılardan en önemli olduğunu düşündüklerinizi bana gönderirseniz sevinirim" diyor. Bu iki maile cevap vermeye kalkarsan ilk soru için yeni bir kitap yazamma gerekirken, ikinci soru için de herhalde bir günümü harcayıp arşivleri devirmem gerekiyor. İlginize teşekkür ederim ama hele ki bu türsorulara cevap vermem mümkün değil. Lütfen sorduğunuz sorunun cevabının ne kadar bir süremi alacağını da hesaba katınız.
YAŞAR ERDİNÇ
 
02.04.2019
Copyright © www.tsiad.org.tr.tr ® 2024.
MAKSIFEDtürkonfed